27 Aralık 2013 Cuma

Ayçiçeğinin Faydaları


Ayçiçeği , hemen hemen aramızda tanımayan, bilmeyen bulunmaz. En hoş yemeklerinizde, salatalarınızda kullandığınız ayçiçeğinin yararlarını bilseydiniz, eminim çok daha fazla kullanırdınız. Yalnızca yağ olarak değil, tohum anlamında da yararı büyüktür.

Ayçiçeği Nerelerde Yetişmektedir
Ayçiçeği, biyolojik olarak sıcağı seven, güneşi daha çok isteyen bir bitki türüdür. Soğuk ile yüksek yerler haricinde yurdumuzda hemen her yerde yetişebilir ayçiçekleri. Ayçiçeği bitkisi kavrulmamış çekirdeği ile çoğaltılır. Kavrulmamış ay çekirdeği aynı sürede bitkinin tohumudur. Ayçiçeğini ekmek amacıyla hava sıcaklığının on iki - on üç derece olması beklenir. Bol bol güneş ışığı ile sıcaklık ister. Şayet, bu yerlerde yetiştirilirse çok daha verimli otlar elde edilir. Soğuk ile yüksek yerler haricinde yurdumuzda hemen her yerde yetişebilir dedik ; ama yurdumuzda daha fazla, Ege, Trakya, Marmara kesimlerinde üretimi yapılır. Ayrıca ayçiçeği tohumları ezilerek de ayçiçek yağı elde edilir.
Ayçiçeğinin İçerisindeki Maddeler
Ayçiçeği maddeler açısından da olabildiğince zengindir. Aşağıda içeriği hususunda kısaca bir malumat bulunan.
·         Oleik asit
·         Linoleik asit
·         Araşidonik asit
·         Selüloz ile protein

Bunlar ayçiçeğinin içerdiği kimi yağlar ve minerallerdir. Tabii ki içerisinde yalnızca mineraller bulunmuyor ayrı olarak ; B1, B3, B6 ile E vitamini yönünden olabildiğince zengindir. Ayçiçeği bitkisinin olabildiğince çok faydası bulunuyor. Gerçi biz neyi neden kullandığımızı fazla araştırmadığımız nedeniyle kulaktan dolma bilgilere sahibiz bu şekilde konularda. Ayçiçeği bitkisinin her anlamda pek çok artısı bulunur. Bu yararlardan bazılarını şu şekilde özetleyebiliriz ;

Ayçiçeğinin Yararları
Ayçiçeği bitkisinin her anlamda pek çok yararı bulunur. Bu yararlardan bazılarını şu şekilde özetleyebiliriz ;
• Çıbanlar ile kurdeşenlerin iyileşmesinde,
• Kolesterolün düşürülmesinde,
• Kemik ile dişlerin oluşumunda,
• Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde,
• Kalp kasının kasılması ile böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesinde,
• Yaraların iyileşmesi, aknelerin önlenmesinde,
• Sürekli tekrarlayan enfeksiyonların ortadan kalkmasına,
• Tat ile doku fonksiyonlarının gelişmesinde,
• Kan şekeri düşüklüğünde etkin rol oynar.


Daha sayamadığımız nice yararı var ayçiçeğinin. Bitkisel tedavi alanında daoldukça çok yararlanılan bir yöntemdir. Belki de şifalı bitkiler içinde en bilindik bitkilerden birisidir ayçiçeği. Ayçiçeği otunun tohumunu da çok fazla kullanırız. Marketlerde, bakkallar da, kuruyemişçilerde satın aldığımız ay çekirdeği de pek çok konuda yararlıdır.

9 Aralık 2013 Pazartesi

Avokado

                Avokado , dış bölümü yeşil, içi beyaz olan, başta beyaz yerlerinin yenilebildiği, az çok armutu andıran, orta bölümünde büyük bir çekirdeği olan sıcak iklim meyvesidir.

                Türkiye’de başta Akdeniz bölgesinde yetiştirilebilir. Avokadoyu yetiştirmek yavaşca meşakkatli bir iş olmakla birlikte, büyüyüp gelişene kadar özenli bir bakıma muhtaçtır. Bu otun Yaprak kısmı yeşil ile gürdür, benzerliği ise portakal ağacından gelir. Toplanmaya başlandığı vakit avokado sert 1 meyve halini almaya başlar. Bu otu yiyebilmek maksadıyla yumuşaması gerekmektedir. Avokado tüketmek için satın alıyorsanız, en yumuşak olanını tercih ediniz. Oda sıcaklığında bekletmeniz meyvenin erişkin olması maksadıyla gerekir. Meyveye yumuşaklık kazandırmak arzu ediyorsanız, meyveyi bir gazete kağıdına sarıp yanına da bir elma koyabilirsiniz. Buzdolabında bekleterek de meyvenin büyümesini geciktirebilirsiniz. Bu meyvenin olgunlaşıp olgunlaşmadığını sertliğinden anlamanız olasıdır. Eğer karpuz kadar sert ise meyve olgunlaşmamıştır. Olgunlaşmış ise bu meyve, kavun yumuşaklığında olur. Avokadoyu hafif yavaşca parmağınızla ezmeye çalıştığınızda, içeriye doğru esneme gerçekleşiyorsa, bu meyve tam olarak olmuştur. Muzu nasıl soyuyorsanız, bu meyvenin kabuğunu da öyle soyabilirsiniz. Çok beklettiğiniz durumda avokadonun kabuğunda siyahlanmalar görülecek ve bu meyveniz çürümeye mahkum olacaktır. Bu meyve özellikle yemeklerde kullanılmaktadır. Sos karışımlarında, salatalarda hemde öğün yemeklerinde çokca tüketilmektedir.

                Avokado Yararları
        Kabızlığı önlemede etkin rol oynar.
        Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
        Hızlı bir biçimde yaraların iyileşmesinde rol oynar.
        Koruyucu tesiri yardımıyla kanserden korur.
        Derileri tedavi etmede de rol oynar. Cildin kurumamasını sağlar. Zarar Görmüş derileri geliştirir böylece korur.
        Yaşlanmayı ağırlaştırır.
        Kalp ile damar rahatsızlıklarına şifadır.
        Hücreleri en yararlı biçimde korumaya destek olur.


                Göz altı morluklarını gideren, kasları gevşeten, selülitlerin imha olmasına yardımcı olan, hele ki deri bakımında etkili olan ve avokadonun işlenmesiyle elde edilen avokado yağı, tok karnına günde iki kere, yarım çay bardağı su ile beraber 2 damla içilir. Ten bakımında kullanılmak istenirse, bedene sürülmesi gerekecektir. Bitkisel ürünler içinde yer alan avokado çayı ise kilo vermek isteyenler amacıyla idealdir. Bu çay, böbrek taşını düşürmede, kanda olan kolesterolün yükselmesini önlemeye, mide ülserine ve gastrite iyi gelmesine destek olur. Tabi ki de bu çayın faydası olduğu gibi çok alındığı vakit, zarar verici bir duruma da dönüşebilir. Bundan ötürü günlük olarak bir yahut da 2 fincan tüketmek gerekmektedir. Özellikle hoş bir bedene kavuşmak hemde kilo vermek isteyen bayanlar, bu çayı düzenli bir biçimde tüketmelidir.

25 Kasım 2013 Pazartesi

Ateş dikeni (Pyracantha)



                Ateş dikeni , gülgiller ailesindendir. Boyları üç metreye dek çıkabilmektedir. Köpek elması, Kirkat, Tavşan elması, Kuş alıcı ile Ebem bükü olarak da tanınan bu bitki türü ılıman iklim koşullarında yetişebilmektedir. Ateş dikeni, ışığı sever böylece az su ile yetiştirilen bir bitki türüdür. Kendisinden günümüzde genel olarak dekoratif amacıyla kullanılır. Başta bahçelerde çit görevi görmektedir. Bunun Dışında bu bitki türü kuru soğukta yaşayabilmektedir. Ateş dikeni her türlü toprakta yetişebilir hemde bakımı basittir. Meyveleri salkım biçimindedir ve beyaz renge sahip çiçek açmaktadır. Meyveleri koyu kırmızı tondadır ve meyveleri lezzetlidir. Ateş dikeni her mevsimde yeşil kalmaktadır. Farklı çeşitleri bulunmaktadır. Kızıl ateş dikeni, Himalaya ateş dikeni, Çin ateş dikeni, Asya ateş dikeni ile çeşitli isimler altında toplam 11 cinsi vardır.

                Ateş dikenin fazla bilinmemekte olan bir yönü de orman yangınlarını engellemesidir. Zira ateş dikeni geç yanan bir bitki türüdür. Bu sebeple orman yangınlarını geciktirmektedir. Bunun Dışında bu bitki türü saksıda da yetişebilmektedir.

                Ateş dikeni özellikleri arasında en önemlisi tabiatta bulunan görevidir. Zira gerek bulunduğu yerde orman yangınlarını geciktirir gerek de meyvelerini yemeye gelen kuşlar bir yandan da zarar verici haşereleri de yerken organik bir temizlik yapılmasına olanak vermektedir.

                Ateş dikeni yararları
• Ateş dikeni meyveleri kişi sağlığı bakımından çok önem arz etmektedir,
• Yüksek tansiyonunun normal seviyeye gelmesini sağlamaktadır,
• Sindirimi hemde hazmı kolaylaştırıcı özelliğe sahiptir,
• Nefes darlığına faydalı gelir,
• Kalp çarpıntılarına yararlı gelir,
• Kalp ritim bozukluklarını gidermek için yararlıdır.

                Bitkisel tedavi olarak ateş dikeni tüketim miktarına önem verilmelidir. Zira fazla dozda tüketildiğinde insanı zehirleyebilmektedir. Bu sebepten ötürü bu bitkiden faydalanırken ölçü önem teşkil eder. Şifalı bitkiler içinde fazla tüketildiğinde zarar verici, kararında tüketildiğinde ise çok yararlı bir bitkidir.

                Ateş dikeni, meyveleri taze tüketilebileceği gibi kurutularak da kullanılmaktadır. Taze tüketiminde günde yarım avuç yeterli bir ölçüdür. Bunun Dışında çay olarak kullanılmak isteniyorsa beş adet ateş dikeni meyvesi bir bardak suda haşlanır böylece demlenir. Çayı bu şekilde tüketilebilir. Çayı ile yaş meyvelerinin tüketimi aynı tesiri vermektedir.


                Bitkinin çekirdeğinde ya da yapraklarında olan siyanür zehirleyici etkiye sahiptir. Bu sebeple bu otun kullanımına çok dikkat edilmelidir.

15 Kasım 2013 Cuma

At Kuyruğu (Equisetum)


                At kuyruğu bitkisi, Latince adı Equisetum ' dur ve genel olarak soğuk iklimi sever. Çiçek yapmayan bir bitki çeşididir. Yaprak Kısmı ovaldir ve tohumları geniş bir kabukla korunmaktadır. At kuyruğu bitkisi çok yararlı bir şifalı bitki türüdür. En bilindik etkisi ise kan akışını kesme ile durdurucu olmasıdır.

                At Kuyruğu Yararları
• Kanamaları keser,
• Mesane rahatsızlıklarını tedavi eder,
• Böbrek rahatsızlıklarını tedavi eder,
• Böbrek taşı ile kumunu döker,
• Mide kanamalarını düzeltir,
• Çürümüş yaraları tedavi eder,
• Kanser çıbanlarını tedavi eder,
• Cilt rahatsızlıklarında lapa olarak kullanılmaktadır,
• İleri yaşlarda karşılaşılan rahatsızlıkları engeller,
• Romatizma ağrısını dindirir,
• İdrar attırır.


                At kuyruğu çayı spesifik bir yaştan sonra her gün yenilmelidir. Yaşlılık rahatsızlıklarının meydana çıktığı 45 ile üzeri yaşlarda sürekli yenildiğinde genel olarak sağlığa yararlıdır. Bitkisel tedavi amacıyla başta idrar yolları ile mesane problemlerinde bir tutam at kuyruğu bitkisi ile 1 bardak kaynar suda demlenerek çayı hazırlanabilir böylece içilir. Bu çay idrar yapma zorluklarında çok yararlıdır. At kuyruğu şifalı bitkiler içinde değerli yararları olan bir bitki türüdür. At kuyruğundan buhu biçiminde de faydalanılır. Bir tencere kaynar suya 1 avuç bitki konur böylece elde edilen buhar teneffüs edilir. Bu buhu aynı sürede nefes açısı etkisi de sahiptir. At kuyruğu böbrek rahatsızlıklarında birebirdir. Başta banyo olarak da yararlıdır. Oluşturulan sıvıyı banyo suyuna katılır ya da bir leğen vasıtasıyla böbrekleri kapatacak biçimde oturma banyosu hazırlanabilir. Oturma banyosunda en çok otuz dakika kalınmalıdır. Böylelikle çayı tüketilerek içten ve banyo yapılarak da dıştan tesir eder. Doğal tedavi amacıyla at kuyruğu bitkisi banyosundan sonra şahıs dinlenmelidir. Oturma banyosu amacıyla daha evvel bir kova suya 2 avuç at kuyruğu konur böylece bir gün bekletilir. Bu su biraz kaynatıldıktan sonra banyo için hazır olur. Küvete ılık su doldurulduktan sonra elde edilen sıvı ilave edilir. Böylelikle elde edilen banyo suyu böbrek hemde idrar yolu rahatsızlıklarının iyileştirilmesinde kullanılır.

8 Kasım 2013 Cuma

At Kestanesi



                At kestanesi yer yüzünün pek fazla bölgesinde yetişebilen bir bitki türüdür. Basit yetişmesi, uzun ömürlü olması ile tüketim alanı genişliği bu otun üretimini her geçen gün yaygınlaştırmıştır. Bu gün ülkemizin de dahil olduğu pek fazla coğrafyada at kestanesi imalatı ile pazarlanması yapılmaktadır. Endüstri, estetik, tıbbi yardım gibi pek fazla yerde yararlanılan at kestanesi otunun günlük tüketim amacıyla üretimi yapılan çay şekli de vardır.

                At kestanesi çayı otun ince kıyılmış biçiminden elde edilir. Bir bardak suya yarım ya da bir tatlı kaşığı at kestanesi ölçeğiyle hazırlanan çayın fazla çok soruna faydalı geldiği ispatlanmıştır. Hatta otun türlü estetik faaliyetlerde tüketilmesi amacıyla Almanya Sağlık Bakanlığı aracılığıyla hazırlanmış bir metin de vardır.

                Bitkisel ürünler yoluyla terapilerin dünyayı kasıp kavurduğu yılların üzerine gelen modern tıp kuralları fazla çok yargının yok olmasına yol açmaktadır. Günümüz tıp kimyevi kullanımına bir noktaya dek onay verirken öteki yandan bu kimyasalların kişi vücudunda onarılmaz problemler açtığını da kabul etmektedir. Estetik problemlerinin tedavisini isteyen kişilere yer yer tıbbi cerrahi müdahale yapılmış olması da tıp çevrelerince fazla tartışılan bir konudur. Şifalı bitkiler yardımıyla estetik problemlerinin düzeltileceği ispatlanmıştır. At kestanesi bunun en güzel örneğidir.

                At kestanesi tüketim alanları içerisinde yüz, bacak ile tenin öteki bölgelerindeki problemlerinin giderilmesi büyük yer kaplamaktadır. Başta varis problemi yaşayanların bacak bakımı amacıyla bu ürün sıklıkla tercih edilmektedir. Bakımın yanı sıra ürünün bacakları rahatlattığı, ağrıları yok ettiği bilinmektedir. Aşağıda otun yararları ayrıntılı bir biçimde belirtilmektedir. Bu yararların yanı sıra şimdilik kesinlik kazanmamış bir çok sıhhat ve güzelleşme işlevi de vardır.

                At Kestanesi Yararları
• Genişlemiş gözeneklerin kapatılması görevini mükemmel bir biçimde başaran bitki türü başta yüzdeki deri problemlerinin önüne geçer. Problemleri tam olarak yok eder.
• Bitkinin işlevi damar büzmektir. Bu da bacaklardaki varis sorununun yok edilmesini sağlar.
• Basur rahatsızlığının tedavi edilmesi amacıyla otun kılcal damarlarda yaşanan problemleri yok edici özelliklerinden faydalanılmaktadır.
• Botoks gayesiyle oluşturulan türlü merhemlerde ham madde olarak kullanılır. Sıkılaştırıcı bir tesiri vardır.

• Kadınlardaki basen, göğüs, göbek benzeri sıkılaşması başta tercih edilen bölgelere krem biçimiyle uygulanmaktadır.

2 Kasım 2013 Cumartesi

Aslanpençesi (Alchemilla)


Aslanpençesi , başta dere kıyılarında ya da ormanlık bölgelerde yetiştirilen, hoş görünüşe sahip, yabani otsu bir bitki türüdür. Şebnemli ile aslan ayağı olarak da isimlendirilen aslanpençesi, eterik yağı ile tanen içerir.

Aslanpençesinin genişçe bir kökü olmakla birlikte, bu otun kenar bölümleri yeşildir ve dişlidir. Bunun Dışında bu otun çiçekleri yaz ayında açmaya başlar. Aslanpençesi bitkisinde olan tohumlar ile beraber ve bu bitkinin köklerinin bölünmesi ile beraber ve çeşitli alanlarda ekilmesiyle de çoğaltılabilir. Bu otun yaprakları büyük ile parçalıdır. Aslanpençesinin yaprak kısmı mayıs ile haziran aylarında toplanıp gölgede kurutulma işlemi yapılır. Aslanpençesinin kökleri ise çiçek açma sürecinde, üst tarafların solması neticesinde topraktan çıkarılma işlemi yapılır böylece tekrar aynı biçimde gölgede kurutulma işlemi yapılır. Bu otun çeşitleri ise bir hayli çokdur.

Aslanpençesi yararları

• Kadın rahatsızlıklarına karşı müdafaa edici tesiri mevcuttur.
• Adet hali gibi bir durumun fazla ağrılı ve güç olmasını engellemeye yarar.
• Düzenli bir adet kanaması olmasını sağlar.
• Düşük hamilelik ihtimalini engeller.
• Anne sütünün artmasında destek olur.
• Rahatlatıcı etkisi nedeniyle menopoz çağlarında daha fazla kullanılmaktadır.
• Şekeri düşürmeye yarar.
• Vücuda güç vermeye yarar.
• Göz rahatsızlıklarına karşı iyidir.
• Cilt yaralarının iyileşmesinde de etkin rol oynar.
• Romatizmaya karşı etkin rol oynar.
• Karaciğer şişliğini engeller.
• Mide spazmına da faydalı gelir.
• Damar sertliğine karşı yararlıdır.
• Çıbanlara karşı su toplayıcı rolünü üstlenir.

Aslanpençesi, belirtilen yararlarından ötürü şifalı bitkiler içinde en yararlı bitkiler içinde yer almakta hemde bitkisel tedavi amacı ile kullanılmaktadır.


Bir su bardağı suya yarım çay kaşığı konularak kısık ateşte kaynatılır böylece demlendikten sonra süzülür. Günde 2 ya da 4 bardak taze olarak demlenmiş aslanpençesi çayı soğutulmadan içilir. Aslanpençesi çayı ile ağız çalkalama yapıldığında diş ağrılarına faydalı gelir.

30 Ekim 2013 Çarşamba

Altın Başak Otunun Faydaları


            Altınbaşak otu sarı renge sahip ve tüylü bir bitki türüdür. Uzunluğu altmış santimetre civarındadır. Yahudi bitkisi olarak da anılan bu bitki türü sıklıkla sağlıklı hayat ile hastalıkların tedavi edilmesi gayesiyle kullanılır. Bu nedenle yetiştiricilik faaliyetinin de yapıldığı bilinmektedir. Otun kökeninin Amerika olduğu bilinmektedir.

            Altınbaşak bitkisi kurutularak kullanılmaktadır. Çoğunlukla çay şeklinde tüketilir. Macun ya da farklı biçimlerde kullanılır. Şifalı bitkiler kategorisi altında bütün yeryüzünde kendisini kanıtlamış bir bitki türüdür. Başta böbrek iyileştirilmesinde kullanılmakla beraber fazla çok tüketim alanları da vardır.

            Bitkisel tedavi gayesiyle kullanılmakta olan otlar içerisinde bu bitkinin ismi sıklıkla geçmektedir. Ucuz hemde güvenilir otlar içinde yer almasına karşın türlü biçimlerde hakkında kara propaganda da yapılmaktadır. Toplum içinde ünlülüğünü fazla sayıda şahısın tedavisine sunduğu katkıdan elde etmektedir. Bu gün yer yüzünün fazla çok yerinde bu bitkiden elde edilen çaylar ile farklı ilaçlar tüketilmektedir. Türlü ilaç üreticileri tarafından Altınbaşak bitkisi tüketimiyle alakalı çalışmalara yapıldığı bilgisi duyurulmaktadır.

            Altın başak bitkisi yurdumuzda yeni duyulmaya başlamıştır. Gıda desteği şeklinde yararlanılan biçimleri daha fazla tercih edilmektedir. Yapraklarının açık havada kurutulmasıyla elde edilen tozlardan yapılan çay fazla sayıda rahatsızlığın devası olarak adlandırılmaktadır. Bu sebeple türlü basın yayın organlarında hemde toplum içinde adı sıklıkla telaffuz edilen bir bitki türüdür.
           
            Altın başak bitkisi olarak piyasaya sürülen mamulleri güvenilir firmalardan satın almak yararınıza olacaktır. Gerçek Altınbaşak bitkisi, naturel ortamlarından doğal yöntemlerle toplanılmalı, naturel tüketim biçimlerine elverişli olarak satılmalıdır. Bu sebeple bitkiden alınacak yarar maksimize edilecektir. Bu hal aynı sürede oluşabilecek türlü hastalıkların da önünü kesecektir. Böbrek hastalığı bulunanların bu otu ve bitkiden elde edilen mamulleri bilir kişi önerisiyle tüketmesi önerilmektedir.

            Altınbaşak bitkisinin yararları
Altınbaşak bitkisinin yararları saymakla bitmez. Yukarıda da bahsedildiği gibi ilk ve en değerli tüketim alanı böbreklerin tedavi edilmesi içindir.
Bu bitki türü fazla güçlü bir söktürücüdür. Şayet büyük gaz sıkıntısı çekiyorsanız kısa sürede sancılarınızı dindirecektir.

Söktürücü etkisi yardımıyla idrar ile büyük tuvalet ihtiyacına da çözüm bulmaktadır. Ruhsal yahut depresif sorunlarda ferahlatıcı tesirinden söz edilmektedir.

24 Ekim 2013 Perşembe

Anason (Pimpinella Anisum)


                Anason , bütün yeryüzünde ticari değeri nedeniyle imalatı yapılan bir bitki türüdür. Kültür bitkisi olarak yeştirilebilen anason üreten firmalar içinde ülkemiz de ön sıralarda yer almaktadır. Çünkü Türkiye’de büyük ölçeklerde tarımı yapılmaktadır.

                Bitki genel olarak sıcak iklimli alanları seven bir eğilim göstermektedir. Fakat bu hal, farklı bölgelerde yetişemediği anlamına gelmemektedir. Zira anason tarımı, aynı anda gerek Türkiye’nin güney kesimlerinde gerek de Rusya’nın ılıman alanlarında yapılabilmektedir. Orta derecede nemli, hafif topraklar ise başlıca anason olgunlaşma alanları olarak bilinmektedir.

                Bir senelik otsu bir bitki türü olan anason, genel olarak elli santimetre dolaylarında bir uzunluğa ulaşır. Gövdenin alt bölümlerinden itibaren dallanmalar başlar böylece tepede çiçekler belirir. Beyaz çiçekleri, anasonun tepe bölgesinde resmen bir şemsiye edasıyla dururlar. Çiçeklerinin yanı sıra çok küçük boyutlu, sarımtırak renge sahip meyveleri de vardır. Bu meyveler armut şeklinde, hafif tüylü yapıdadır.

                Anason, toplum içinde sıklıkla bilinmekte olan bir içki çeşidi olan rakının da hammaddeliğini yapar. Özellikle tohumlarının kullanılmakta olduğu rakı üretiminde vazgeçilmez bir bitki türüdür. Türkiye’deki ticari değeri de çok büyük düzeyde bu özelliğinden kaynaklanır. İçeriğinde bulunan “anethol” ismi verilmiş yağ çeşidi sebebiyle tam olarak kendine özgü bir koku ile lezzete sahiptir. Tabi bu hal da rakıya fazlasıyla yansır ve içkinin kendine has bir kokuya sahip olmasına neden olur.

                Ama anason yalnızca alkol endüstrisinde kullanılmakta olan bir bitki türü değildir. Farklı tatlılara güzel koku katmak gayesiyle ya da kimi gıdalarda baharat olarak kullanılmakta olduğu bilinmektedir. Bunlardan farklı olarak ise şifalıbitkiler içinde yer alıyor olması dolayısıyla bitkisel tedavi noktasında da faydasına başvurulan 1 bitki türüdür. Anasonun yararları ise özetle şu şekilde listelenebilir ;
• Beyinsel yorgunluğu alır,
• Adet dönemlerinin düzene sokulmasına destek olur,
• Kuvvetli 1 rahatlatıcı etkiye sahiptir,
• Astım ile buna bağlı nefes darlığı tedavilerine katkıda bulunmaktadır,
• İştah açıcı etkisi mevcuttur,
• Rahatsızlık derecesinde kusma problemi bulunanlar için yararlıdır,
• Şehveti güçlendirici tesirleri bulunmaktadır.


                Sayılan bu etkilerden faydalanabilmek amacıyla, dâhili olarak alınan anason çayı olabildiğince kullanışlıdır. Kurutulmuş anason yapraklarının kaynatılması vasıtasıyla elde edilen bu çay yardımıyla anasonun kişi sağlığına yararlı olan pek çok tesirinden istifade edilebilir.

19 Ekim 2013 Cumartesi

Aslan Kuyruğu



Latince ismi Leonurus cardiaca olan aslan kuyruğu bitkisi, pek çok yabani otta olduğu gibi, aslında karşılaştığımız ama varlığından habersiz olduğumuz şifalı bitkiler içerisinde yer elde etmektedir. Baklagiller ailesinden olan bu bitki türü, yurdumuzda kimi yörelerde yer pırasası olarak da isimlendirilmektedir. Otların sık olabildiği alanlarda, yol kıyılarında, yurdumuzun her bölgesinde yetişebilmektedir. Boyu 1 metre yirmi santimetre civarındadır. Çiçekleri pembe renklidir. Bitkisel tedavi amacıyla gerek kalın yapraklarından gerek de çiçeklerinden faydalanılır.

Bitkisel tedavi amacı ile 1 bardak suyun içine 1 tutam kadar kıyılmış aslan kuyruğu konarak, sekiz ile on saat kadar bekletilir. Bu karışımın 1 gün içerisinde yenmesi gereklidir. Ayrıca aslan kuyruğu toz durumuna getirilerek her gün 1 gram olarak da tüketilebilir.

Aslan Kuyruğu Yararları 
• Vücuda zindelik, güç hemde enerji verir, 
• Kalp hareketlerini düzenleyici hemde kalp damarlarını genişletici tesiri mevcuttur, 
• Kalp yetmezliğinde, kalp hızı ve aritmilerin iyileşmesinde kullanılmaktadır, 
• Migren rahatsızlığına ve baş ağrılarına uygun gelir, 
• Terletici etkisi bulunmaktadır,
• Cilt hastalıklarından, sedef ile egzamaya yararlı gelir, 
• Astım ile bronşit hastaları amacıyla faydalıdır, 
• Ciğerleri arıtır, 
• Ateşli rahatsızlıklarda, ateş düşürücü olarak kullanılmaktadır, 
• Dalağın uygun çalışmasına fayda sağlar, 
• Şeker hastaları ile kan basıncı düşüklüğü problemi yaşayanlar rahatlıkla kullanabilir, 
• Bademcik iltihabı ile farklı pek çok iltihap çeşidinde etkin rol oynar, 
• Mide hastalıklarında ve ülserde yararlıdır, 
• Sivilceli ciltlerde kullanabilir, 
• Ağız kokusuna faydalı gelir, 
• Basur hastalığı bulunanlar amacıyla yararlıdır, 
• Ağız içi yaralarında etkin rol oynar, 
• Cinsel soğukluk yaşayan kişilerde ve kısırlık tedavisinde tavsiye edilmektedir, 
• İshal durumlarında kullanılmaktadır, 
• Guatr hastaları için yararlıdır, 
• Gerginlik, stres, zihinsel yorgunluklar, sinir rahatsızlıkları amacıyla kullanılmaktadır, 
• Yanık durumlarında ve yaralarda dıştan kompres halinde uygulanır, 

• Adet görememe anında, adet söktürücü tesiri bulunmaktadır.

14 Ekim 2013 Pazartesi

Botoks Etkili Kremler


İnce kırışıklıkları açıyor, gözenekleri küçültüyor, problemli bölgeleri gerginleştiriyor... Laboratuvar ortamında geliştirilen yeni ürünler küçük dokunuşlarla ciltte oldukça etkili sonuçlara neden oluyor.

Bazı günlük bakım kremleri botoks etkili içerikleriyle dikkat çekiyor. Bunlardan son dönemde öne çıkanlar arasında GABA (Gamma-Amino asidi) var. Kas sistemini 10 dakika içinde rahatlatıyor ve kırışıklıkları deyim yerindeyse ütüleyerek düzleştiriyor.

Ayrıca magnezyum, mangan ve diğer maddelerle birlikte kompleks oluşturuyor. Kas konsantrasyonundan sorumlu olan bir enzimini deaktive ediyor. Son trend yüksek konsantrasyonlu "adenoxine"e batırılmış bantlar. Geceden kırışıklıkların üzerine yapıştırılıyor ve masajla iyice cilde etki etmesi sağlanıyor. Gece boyunca ciltte eriyor, böylelikle etkisini tamamen gösteriyor. Kasları gevşetici etkileri bulunan kremler özellikle mimik çizgileri olan ciltler için ideal.

Saçlarda çikolata tonları

Kış saçlarında, kahve tonlarının güçlü ve sıcak etkisi birbirinden değişik kesimlerle birleşiyor. MM Bahçecik, amacın kadınların güçlü karakterlerini ve keskin zekalarını yumuşak bir görünüm altında sergilemek olduğunu belirtiyor. Çikolata tonlarının hakim olduğu sezonda saçlar her zamankinden daha enerjik, daha dinamik ve daha sofistike!

ış sezonunda saçlar uzun ya da kısa hemen hemen her boyda kullanılıyor. Model ne olursa olsun dore ve bakır tonlardaki baleyaj ve röflelerle renkler ısıtılıyor, saça parlak, sağlıklı bir görünüm kazandırılıyor. İşte saçlarınızı nasıl kullanacağınıza dair alternatifler...

Uzun saçlardan vazgeçemeyen kadınlar için, sezonda birbirinden değişik kullanım alternatifleri yaratılıyor. Örneğin doğal bir kullanım için saçın orta ve uç kısımlarına iri maşalar yardımı ile yapılan bukleler... Ve bu buklelerle yaratılan yumuşak iri dalgalar... (Üstte) Aynı uzun saç; ondüla çiftli maşa yardımı ile kazandırılan yoğun buklelerle daha enerjik, daha güçlü ve daha hacimli...

Kısa saç denince akla ilk gelen 1960'ların klasiği BOB stil... Yıllara meydan okuyan bu kült model özünden hiçbir şey kaybetmeksizin günümüz değerleriyle yeniden yaratılıyor. Dairesel kesimi, oval kahkülü ile BOB stil; içe katlı olarak kesildiği için içe ya da dışa kısaca her yana taranabilme özgürlüğüne sahip...

Boylar yavaş yavaş uzamaya başladığında kadınların favorisi hiç kuşkusuz yüz ovalindeki boyuyla bu kesim olacak... Orta uzunlukta, kare katlarla şekillendirilen modelde yumuşaklık, yüzü çevreleyen bölüm inceltilerek yaratılıyor. Kesim şekli aynı zamanda kullanım kolaylığı da sağlıyor. Renkte ise koyu kestanenin gücü ön planda...

Bir kare kesim daha... Bu kesimde önler yanlara oranla biraz daha uzun... Yanlara ise hafif katlar verilerek doğal asimetri sağlanıyor. Tepe bölgesi koyu bırakılan saçın uçlarına yoğun, ince ve üçgen bakır röfleler atılarak oluşturulan modelde amaç; rengin gücü ile saçın öne çıkması...

Uç ve ön bölümleri katlarla hareketlendirilen uzun kare modelde ise kahkül inceltilerek kesildiği için farklı yönlere taranıp rahat bir kullanım sağlıyor. Bu şekillendirmede gözler çok daha iyi vurgulanıyor. Renklendirmede ise saçın tamamında sadece uç bölümlere uygulanan baleyajlarla yumuşaklık sağlanıyor.

Davetlerin ardı arkası kesilmediği bir sezona giriyoruz. Ve ardından yılbaşı... Davetlerin olmazsa olmazı ise hiç kuşkusuz topuzlar... MM Bahçecik son derece farklı ve yalın bu sofistike topuzla kadınların davetlere damgasını vurmasını amaçlıyor.

Kesimlerde her zaman kullanım kolaylığını ve modern hayatın gereksinimlerini öngören MM Bahçecik'den sportif bir görünüm için kısa, katlı ve kare bir model... Saç boyu ense bitiminde... Bu modelde uçlar sivriltilerek kesiliyor ve böylece saça kat kazandırılıyor... Son şekil ise yüze ve alına yoğunlaşarak veriliyor.

Bu kış yine atkuyruğu moda

Moda minimalizmin etkisinde kış sezonuna girerken aynı trend saç modellerinde de kendini gösteriyor. Ferretti, Ralph Lauren ve Max Mara gibi dünyanın en ünlü markaları, defile mankenlerini, gergince geriye tarayarak yaptığı atkuyruklarıyla podyuma çıkardı. Bu model özellikle klasik düz uzun saçlarda şık bir görüntü oluşturuyor. Düz toplanmış bir atkuyruğu ya da başın arkasında sıkıca toplanmış bir topuz kış sezonunda "sleek" akımını yansıtıyor. Bu modeli uygularken önemli olan doğru hazırlık. Hafif nemli saçlara köpük uygulayın ve saçlarınızı bir fön makinesi yardımıyla düzleştirin. Daha sonra saçlarınızı sıkıca toplayın ve bir saç spreyi yardımıyla sabitleyin.

Binbir Gece dizisinin yıldızı Bergüzar Korel de saçlarını atkuyruğu yapmayı tercih eden ünlüler arasında. Korel, bu modelle hem şık, sade bir görünüm sergiliyor hem de modayı takip ediyor.

Taşların sırrı

Yakut, elmas, altın ya da pırlanta... Tüm bu değerli madenlerin kırışıklıkları yok ettiğini ve hücrelere enerji verdiğini biliyor musunuz? Son teknolojiyle geliştirilen kremler yeni içerikleriyle kadınlara gençlik ve güzellik vaat ediyor.

Sicilya'nın güneybatısı ve Afrika kıtasına kıyısı olan ince bir volkanik ada olan Pantelleria'daki mineral aktiviteler hálá devam ediyor. Bu da adanın siyah parlak yüzeyini oluşturuyor. Bu zengin, siyah renge adını veren ise mağma hareketlerinin hızla soğuyarak dönüştüğü taşlar. Canlandırıcı, tedavi edici mineraller ve elementler içeriyor. Bu taş şimdilerde kozmetikçilerin dikkatini çekiyor. Cildi şekle sokan silikon, nemlendirici ve dengeleyici potasyum ve sodyum dışında enerji verici demir de bulunuyor. 

Susamış cildin ilacı: Aloe vera

Aloevera kullanımına dair ilk yazılı belgeler İ.Ö. 3500 yılına ait Mısır papirüsleri. Eski Mısırlılar aloe verayı "ölümsüzlüğün bitkisi" olarak adlandırıyorlarmış. Örneğin Kleopatra taze aloe vera sıvısını cildini daha yumuşak ve esnek hale getirmek için kullanıyormuş. Seminol kabilesine ait Kızılderililer ise ona "sessiz şifacı" diyorlarmış. Gerçekten de öyle, aloe vera bilinen en önemli doğal bir ilaç. Yanıklar, yaralar ve enfeksiyonlu bölgeler üzerindeki olumlu etkisi yıllarca biliniyor. 

Antibakteriyel, antiseptik özellikleri de kabul görmüş durumda. Aloe vera jel çok güçlü ve etkili bir nemlendirici, bu nedenle kuru cildin en büyük kurtarıcısı. Bu bitkinin suyu tutma özelliğini şöyle izah etmem mümkün: Bir yaprak aloe vera koparttığınızda onu birkaç hafta susuz dahi bıraksanız kurumaz, ancak uzun bir süre sonra kurur. Kozmetik endüstrisindeki uzmanlar da zaten aloe veranın bu özelliğine güveniyor. Dahası var, aloe vera tek başına bir ezcane sayılır. Yaprakları aralarında A, B1, B2, C ve E gibi 12 vitamin, amino asitlerin olduğu 75 farklı ve yararlı madde ayrıca 20 mineral ve enzim içeriyor.

Kaynak 

10 Ekim 2013 Perşembe

Alıç (Crataegus Monogyna)


                Pembe ile beyaz renklerde çiçek açan alıç otunun, 6 metreye dek gövdesi olan, dikenlerle çevrili ağacı bulunmaktadır. Ufak domateslere andıran meyveleri ekşi 1 lezzete sahiptir. C vitamini açısından zengin olan alıç, daha fazla dereye bakan yamaçlarda, çalılık bölgelerde, ormanlık bölgelerde ya da dağlık bölgelerde yabani olarak yetişmektedir. Genel Olarak soğuk ile kurak iklim şartlarına sahip bölgelerde yetiştirilen alıç, sayılmakla tükenmeyen faydalarıyla olabildiğince ünlüdür. Yalnızca alıç yaprağı, çiçeği ile meyvesi kullanılmaktadır.

                Yaprağı, meyvesi ile çiçeğinden yapılan çayı ile sirkesi, bu şifalı bitkinin kullanımını kolaylaştırmaktadır. Alıç çayı, her bir bardak kaynar su için bir yemek kaşığı alıç otunun çiçeği ile demlenir. Aynı biçimde meyvesi de ezilerek suda kaynatılabilir. Alıç sirkesi ise, rahatlıkla hazır bulunabilmektedir. Sabah ile akşam bir su bardağı ılık suya bir yemek kaşığı konularak tüketilir.

                Pek çok rahatsızlığa bitkisel tedavi amacıyla kullanılmakta olan alıç, önemli ve güvenilir kalp ve damar sağlığı destekleyicisidir. Bu özelliğiyle nam salan alıç, bedende alışkanlık yapmaz hemde zarar verici hiçbir madde içermediğinden ötürü epey süreli olarak kullanılabilir.

Alıç Yararları

• Kalbi güçlendirir ve damar sertliğine karşı olabildiğince etkin rol oynar.
• Kalp hareketlerini yatıştırır, tertip eder hemde kal krizi tehlikesini azaltır.
• Kan damarlarının duvarlarını güçlendirir.
• Vücudu dinginleştirir. Sinir ile sinir bozukluğuna olabildiğince iyi gelir.
• Böbrek kumu ile taşını döker.
• Kabızlık giderici hemde ishal kesici etkisi bulunmaktadır.
• Spazm çözücü ile idrar söktürücü etkisi bulunmaktadır.
• Tansiyon ile kolesterolü dengeler.
• Mide kuvvetlendirir hemde güçlendirir.
• Vücuttaki yağları parçalar. Çayı ve sirkesi kilo vermek amacıyla fazlaca etkilidir.
• Boğaz iltihabına faydalı gelir. Balgam söker hemde öksürüğü kesmeye destek olur.
• Uykusuzluğu giderir ve bünyeye naturel enerji ile güç verir.
• Cinsel gücü yükseltir ve kan basıncını dengeler.
• Damarları genişleterek bedende, kan ile oksijen dolaşımını rahatlatır.
• Ateşi düşürür hemde baş ağrılarına olabildiğince faydalı gelir.
• Vücutta meydana gelen şişlere hemde çürüklere meyvesinin lapası faydalı gelir.
• Vücuttaki kasılmaları ve krampları giderir.

• Emziren annelerin sütünü arttırır.

7 Ekim 2013 Pazartesi

Ahududu (Rubus Idaeus)


Ahududu , güllerle akrabalığı bulunan bir bitki türüdür. Gülgiller familyasından gelen, Fakat güllere kıyasla daha fazla çalılık görüntüsü arz eden bir yapıdadır. Bazı zaman frambuaz adıyla anıldığı da olur. Bunun yanı sıra ceylan dutu adıyla bilindiğine de rastlanır. Çünkü birleşik bir kelime olan ahududu, temelinde ahu ile dut kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bu da otun neden ceylan dutu olarak bilindiğini açıklıyor aslında. Frambuaz biçimindeki kullanımına ise daha çok tatlılarda karşımıza çıkmaktadır. Frambuazlı pastalar, kekler bu duruma numune verilebilir.  

                Ahududu gerek ilkbahar sonlarında gerek de sonbahar başında meyve verebilir. Meyveleri gerçekten de adına yakışır biçimde dutlara benzer. Fakat tat olarak duttan olabildiğince ayrıdır. Ahududu, gerek albenili bir görünüme, gerek de çok nefis bir lezzete sahiptir. Meyveleri küçük boyutta ile kırmızı olan ahududu, genel olarak kendi kendine yetişmiş sıradan bir dikenlik görünümü oluşturabilir. Buna karşın, profesyonel anlamda tarımı da yapılır. Ticari değeri amacıyla yeştirilebilen ahududu, Hem ilaç endüstrisinde hemde tüketim sektöründe hatırı sayılır bir pazar payına sahiptir.               
 
                İlaç sektöründe kullanılmasının başlıca sebebini ahududunun yararları oluşturur. Kişi sağlığı bakımından yararlı pek çok etkisi olan ahududu, Anadolu’nun şifalı bitkiler kültüründeki yerini de bu niteliklerine borçludur. Tabi bir faydalı bitki türü olmanın getirisi olarak da ahududu, bitkisel tedavi amacıyla de tesirli bir kaynak olmaktadır. Ahududunun bir hayli faydasından bazılarını sıralamak istersek şunları öncelikle örnek verebiliriz ;  

• Boğazları ağrıyanlar amacıyla ferahlatıcı faydaları bulunmaktadır,
• Bronşit rahatsızlığına faydalı gelir,
• Vücudu toksinlerden arındırarak kanın temiz kalmasını sağlar,
• Kan şekerinin düşürülmesinde etkin rol oynar,
• Bazı kanser çeşitlerine karşı anti - kanserojen etkileri bulunmaktadır,
• Verem rahatsızlığı tedavisinde olabildiğince tesirli bir tedavi aracıdır,
• Bağışıklık sisteminin sağlığını korumaya destek olur,
• İshali giderici etkisi bulunmaktadır.  

                Ahududu, dalından toplanarak direk yenilebildiği gibi, leziz çayı da yapılmaktadır. Bunun dışında yoğurtla beraber karıştırılarak yenmesi de mümkündür. Bütün bu yöntemlerle ahududunun yararlarından yararlanılabilecektir ama ; başta bronşit, boğaz ağrısı benzeri problemler bakımından çayının içilmesi daha tesirli olacaktır.

3 Ekim 2013 Perşembe

Ahlat (Yaban Armudu)

            Yöresel isimleri ; korgun (dağ eriği) , çördük , çakal armudu benzeri değişiklikler göstermekle beraber ; sıkça ahlat olarak bilinmekte olan yaban armudu, familya olarak gülgillerden gelir. Bir başka akrabası olan normal armutlara nispeten çok daha Ufak boyutlarda ve çoğunlukla sarıya yakın renklerde olan ahlatın yetiştiği ağaç da bir çok armut cinsinin ağaçlarına nispeten daha Ufak ve bunun yanı sıra sık dikenli bir yapıya sahiptir.

          Ahlat ağacı gelinliğini giydiğinde ; ucu hafif pembeye çalan, bembeyaz çiçeklerle bezenir. Meyveleri ; eylül, ekim, kasım, kimi bölgelerde aralık ayına dek uzanan bir süreçte büyür. Zamanı gelmeden evvel koparılmaya hiç mi hiç uygun olmayan ahlat, Büyümeden yendiğinde ağızda eşsiz acı, buruşuk bir tat bırakır.

         Ahlat, Anadolu’daki bitkisel tedavi kaynakları içinde değerli bir yere sahiptir. Bitki türü olarak başta karasal iklim bölgelerini sevmesine karşın ; ahlat ağacı Anadolu’nun öz be öz çocuğu olduğunu bu toprakların her yerinde boy vererek ortaya koymuştur. Yalnızca Karadeniz Bölgesi’nde, bol yağıştan dolayı farklı kesimlere kıyasla daha az rastlanabilir. Çoğu defa, çıplak kalmış dağların altında uzanan tarlaların ortasında tek başına rastlanabilecek olan ahlat ; Anadolu’nun yalnız çocuğu gibidir aslında.

         Anadolu’nun köklü şifacılık geçmişinde değerli bir yere haiz olan ahlat, buralarda yer etmiş şifalı bitkiler ile olan iyileşme teknikleri amacıyla de vazgeçilmez niteliktedir. Ahlatın yararları toplum içinde sıkça bilinmektedir. Bunların İçerisinden ilk özellikle akla gelenler olarak ;
• İshale karşı tesirli olması,
• Hayvan sokması sonucunda zehirlenmelerde filizlerinin yararlı olması,
• Demir minerali bakımından zengin olması,
• Artrit, gut, romatizmaya faydalı gelmesi,
• Dengeli bir rejim amacıyla gayet ideal olması,
• Kalp ve damar basınçlarının dengelenmesindeki etkisi,
• Sinir ile boşaltım sistemleri bakımından yararlı olması,
• Kemik erimesi ve bir takım kanser çeşitlerinin iyileşmesinde tesirli olması sayılabilir.

         Şifa tekniklerinin yanı sıra, ahlatın Anadolu’daki önemini idrak edebilmek bakımından Bitlis’in bir ilçesine ismini verdiğini de hatırlamamız yerinde olacaktır. İsmine şiirler yazılan bu Anadolu meyvesinin bir zamanlar bu topraklarda yaşayan insanların hayatının vazgeçilmez bir bölümü olduğunu anlamamız hiç de zor değildir aslında.

30 Eylül 2013 Pazartesi

Adam Otu

 
             Adam otu , patlıcangiller familyasından bir bitki türüdür. Dolgun hemde dolgun kökleri, patlıcanı çağrıştıran bir görünüş arz etmektedir. Bunun Dışında adının kaynağını da bizzat bu köklerden elde etmektedir. Çünkü kökleri, bir kişinin kafası, gövdesi ve bacak, kol benzeri uzuvlarını çağrıştıran adam otu, yerüstünde kalan bölümünde olan yapraklarıyla da bu gövdeye bir tutam saç eklenmiş görüntüsünü verir. Kimi yörelerde ; abdüsselam bitkisi, adem otu, insan bitkisi benzeri adlarıyla de karşılaşılmaktadır. Adam bitkisi, kazık köklü olma özelliğini taşır. Bu nedenle, yer üstünde yalnızca geniş Yaprak kısmı kalmaktadır. Bu yapraklar birer rozet halinde yetişirler. Otun ana bölgesi, yeraltında kaldığından, bir boydan söz edilmesi fazla mümkün değildir. Zira Yaprak kısmı, yere yayılmış durumda bulunur.

              Yerüstünde kalan bölüm, otsu bir niteliktedir ama ; adam otu buna karşın, çok yıllık bir bitki çeşiti olarak nitelenir. Bu yerüstünde kalan bölüm, son bahar mevsiminde çiçeklenir. Çiçekleri genel olarak mor ile mavi tonlarında açar. Eriği çağrıştıran meyveleri de yerüstüne kalan Yaprak kısmı üstünde yetişmektedir. Adam bitkisi nitelikleri dolayısıyla Akdeniz ikliminde rahat olgunlaşma meydanı bulabilmektedir. Bu nedenle, Anadolu’da Ege yöresinde de görülmesi mümkün ise de Temel yurt edindiği konum Antalya civarları olmuştur.

              Tarihin en eski zamanlarından beri farklı bölgelerde da kullanılmış olan adam otu, belki de şifalı bitkiler içinde en kötü namlardan birine sahiptir. Bunun nedeni, insana benzeyen şekli dolayısıyla Geçmiş zamanlarda sıkça bir büyücülük aracı olarak kullanılmasında yatar. Başta Önceki Mısır ile Roma’da bu uygulamaya rastlanırken, adam otunun o bölgelerde fazla kıymetli bir bitki türü olduğu da bilinmektedir.

           Bunların yanı sıra adam bitkisi yararları ile de tam olarak bir bitkisel tedavi kaynağı haline gelmektedir. Başta kökleri kurutularak ya da tohumları sayesinde istifade edilebilen bu faydalar şu biçimde özetlenebilir ;
• Cinsel gücü artırmaya destek olması,
• Sütle birlikte kaynatılmak vasıtasıyla yaraların tedavi süresine katkıda bulunuyor olması,
• Tesirli bir ishal yapıcı etkiye sahip olması, Cilt üstünde oluşan egzama rahatsızlığına iyi gelmesi,
• Kaynatılmış suyunun ağız çalkalama yapılması ile diş ağrısını kesmesi benzeri. .

Bütün bu bahsedilenlere ilave olarak belirtmemiz gerekmektedir ki adam bitkisinin fazla dozda tüketilmesi, yenmesi ölümlere bile sebep olabilir. Çünkü adam otu, zehirli bir bitki türüdür. Bu açıdan, adam bitkisinin kullanımından evvel Kesinlikle bir uzmanına danışılmalıdır.

27 Eylül 2013 Cuma

Abdestbozan Otu (Pimpinella saxisfrage)


          Gülgiller familyasında yer alan abdestbozan bitkisi ; yabani bitki türü çeşitleri içinde ve çayırlar ya da rutubetli bölgelerde sıkça görülen bir bitki çeşitidir. Bitki çeşitliliğinin en zengin olduğu toprak parçalarının başında gelen yurdumuzda, başta Karadeniz bölgesinde ile yüksek alanlarda yetişebilen abdestbozan bitkisi, sağladığı yararlar ile yararlı geldiği rahatsızlıklar sebebiyle değerli bir bitki çeşitidir. Büyüklüğü çeşitlerine göre farklılık gösterebilen bu bitki çeşidi, altmış - yetmiş santimetreye dek uzayabilmektedir. Pek Çok bitki çeşidinde olabildiği gibi abdestbozan otu da, besin boyası olarak kullanımı yapılabilmektedir. Fakat bu, abdest bozan otlarının en kolay özelliklerinden bir tanesidir. Mide ve hazım sistemi üstünde değerli başarılı tesirler yaratan bu şifalı bitki, boğaz ağrısına hemde öksürüğe de iyi gelir.

                  Abdestbozan Bitkisinin Özellikleri
• Yetiştirilmesi basit hemde zahmetsiz olabildiği gibi, hemen her yerde görülebilecek denli yaygındır. • Yeşil ya da pembe renklerinde görülebilir. Gülgiller familyasında yer aldığından tomurcukları, gülü çağrıştırır.
Abdestbozan bitkisi özellikleri içinde en değerli nokta, bu bitki cinsinin yararlarının epey zamandır bilinmesi ile tesirli olabildiği rahatsızlıklarla orantılı olarak ateş düşürücü tesir oluşturması nedeniyle aspirin olarak adlandırılmasıdır.
• Yaprakları ile kökü faydalı olan bu otun Yaprak kısmı toplanarak kaynatılabildiği üzere, kökü de çeşitli şekillerde kullanılabilmektedir. Kökü daha yararlı olan abdestbozan bitkisi, oldukça acı bir lezzete sahiptir.

                Abdestbozan bitkisinin Yararları
Bitkisel tedavi teknikleri içinde öksürüğe hemde boğaz ağrına yararlı geldiği için sıkça kullanılan bu bitki çeşidi, naturel aspirin niteliğine sahiptir.
Abdestbozan bitkisi yararları ; ateş azaltıcı etkiye sahip olması, mideyi rahatlatması, öksürüğe iyi gelmesi ile balgam söktürücü tesir yapması olarak listelenebilir.
• Özellikle direnç sistemi güçsüz olan çocuklarda sıkça rastlanan bademcik şişkinliği ile boğaz ağrısı problemleri üstünde tesirli olan bu bitki çeşidi, Yaprak kısmı kaynatılarak tüketildiğinde, boğaz ağrısını azalttığı gibi balgam sökücü etki de yaparak, mikropların tahliye edilmesini sağlar.

• Sindirim sistemi ile ilintili olan rahatsızlıklar üstünde de rol oynayan abdestbozanotu, şifalı bitkiler içinde, kıymetli bir yer tutsa da, genel olarak bir takım yerlerde sıkça kullanılır. Bunun haricinde abdestbozanotu, çok bilinmemekle beraber, bu bitkinin yararları ile tedavi edici etkisi araştırılmaya devam etmektedir.

24 Eylül 2013 Salı

Acı Bakla (Lupinus)

              Baklagillerden gelen acı bakla otunun esas ana yurdu Mısır` dır. Yıllar Boyunca doğal iyileşme amacıyla kullanılmakta olan bu faydalı otun acı taneleri ve tohumları kullanılmaktadır. Toplum içinde termiye ve Yahudi baklası olarak da bilinmekte olan acı bakla, genel olarak Akdeniz ve Ege kesimlerinde yetişmektedir. Acı olduğu kadar besleyicide olan bu doğal deva çiçek veren bir bitki türüdür. Yaprakları olabildiğince parçalıdır. İçeriğinde alkaloitler olan acı baklanın çiçekleri salkım biçimindedir. Uzunlığu 1 m’ ye dek büyüyebilir ve tahmini iki yüz kadar türü bulunmaktadır. Bu şifalı bitkiler bağırsak ve mide rahatsızlıkları amacıyla birebirdir. Ayrıca böbrek iltihabını giderir. Böbrekteki taş ve kumların düşmesine destek olur. Bedende birikmiş olan tuzları atar, baş ağrısını geçirir. Yüzde ve bedende çıkan yaralara, ak lekelere iyi gelir. Çıbanların ve aknelerin bedende azalmasını sağlar. Acı bakla dilenirse kaynatıldıktan sonra içilebileceği gibi haşlanan tohumların lapası da yapılıp kullanılabilmektedir. Ayrı olarak hayvan yemi olarak da kullanılmaktadır. Çok fazla tüketilirse şayet baş ağrısı yapar ve mideye zarar verir.
               
                Acı bakla sıvısı, idrar yollarını arıtır, karaciğer ve dalağa iyi gelir. Aynı biçimde deri temizliğinde de kullanılmaktadır. Sürekli kullanımında kısırlığa iyi gelir ve bedene güç ve kuvvet verir. İdrar arttırır, böbrekteki taş ve kumu düşürmeye destek olur. Lapası ise yaralara, haşarat ısırıklarına, ağrıya iyi gelir. Çıban ve akneleri geçirmeye destek olur. Bunun için sorunlu alana sürülmesi yeterlidir.

                Acı bakla yararları
• İdrar yollarını temizleyerek rahatlatır ve idrarı arttırır.
• Bağırsaktaki parazitleri yok eder ve dışarı tahliye edilmesini sağlar.
• Kadınlardaki regl sancısını azaltır ve kanamayı arttırır.
• Besleyicidir. Bünyeye kuvvet ve enerji verir.
• Böbrek kumunu ve taşını düşürmeye destek olur.
• Ağrı kesici özelliğiyle başta romatizma ağrılarına ve baş, karın, bel, diş gibi şiddetli ağrılara iyi gelir.
 • Vücuttaki toksinleri atar, albümin sayısını azaltır.
• Balgamı söker ve öksürüğe iyi gelir. Bedenin kan şekerini dengeler.
• Doğum sonrası kadınlardaki akıntıyı düşürerek şifa verir.
• Böcek sokmalarına, leke ve yaralara iyi gelir.
• Mide bulantısını geçirir.


4 Eylül 2013 Çarşamba

Andız Otu

Profesörler, andız otu kökünün ezilip balla karıştırılarak tüketilmesi durumunda astım hastalığına çok yararlı geldiğini, bronşiyal öksürüklere ile boğmacaya karşı da büyük yararlar sağladığını söylüyor.

Andız otu, yüzde kırk dolaylarında inulin, eterli uçucu yağ helenin, sabit yağ, triterpenler ile acı maddeler içeriyor. Balgam giderici, öksürük gıcığını azaltıcı, terletici, hazmı tetikleyici, antiseptik nitelikleri bulunuyor. Bilhassa bronşiyal öksürüklere ve boğmacaya karşı çok yararlıdır. Balgam birikimli bütün rahatsızlıklarda, Mesela bronşit ve akciğer iltihabında kullanılabilmektedir.

Andız bitkisi, faydalı bitkilerin çok yönlü etkinliklerine örnek gösterilebilecek bir bitki türüdür. Bakteri kırıcı özelliğe haiz İçerisindeki sabit yağın yatıştırıcı etkisine, eterli yağın tetikleyici tesiri eşlik eder ve bu iki farklı tesir, bakteri kırıcı özellikle bütünleşir.

Andız otu kökü, astım hastalığına ve bronşiyal astım hastalığına karşı kullanılabilmektedir. Eskiden tüberküloz iyileştirilmesinde kullanılmakta olduğu biliniyor. Andız bitkisi ile kökü, içerisindeki ağır maddeler yardımıyla, iştahı açıcı ile hazmı kolaylaştırıcı tesiri bulunuyor. İdrar artırıcı etkisi de böbrek hastalarının tercin sebebi. Sistit, nefritve piyolonefritte kullanılmaktadır. Andız bitkisi ile kökü, dişilik uzuvlarını çok pozitif etkiler. Adet düzenleyici olarak alınabilir. Tümörlerin gelişimini durdurduğu söyleniyor. Ama bağırsak parazitlerine karşı tesiri hiç kuşkusuz. Basur ve cilt rahatsızlıklarında yararlı sonuç verir. Beyin rahatsızlıklarında yararlıdır.

Andız bitkisinin tüketim biçimi yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış kök, orta boy 1 su bardağı dolusu soğuk suya ilave edilir ve 8 - 10 saat demlendikten sonra süzülür. Günde 2 - 3 bardak çay, ısıtılarak ve sıcak olarak içilir. Andız bitkisi karışımı solunum yolları sorunlarına karşı, köpek otu (bozotu) ya da civanperçemi ile eşit düzeyde karıştırılabilir.

 UYARI : Fazla dozajlar, kusmaya ve mide sancısına yol açar. Alerjik reaksiyonlar görülebilir. Tanınan başkaca bir yan tesiri bulunmaz. Hamilelik sürecinde kullanılmamalıdır. Çocuklarda dozaj yarı yarıya indirilmelidir.


28 Ağustos 2013 Çarşamba

Adaçayı Bitkisi

Adaçayı (Salvia) , Diş bitkisi ya da Meryemiye olarak da bilinmektedir, ballıbabagiller (Lamiaceae) ailesinden Salvia türünü meydana getiren kokulu bitkilere verilen ad.

Bütün Avrupa ülkelerinde olabildiği gibi yurdumuzda de sıkça yetişmektedir. Tüylü ve beyaza yakın bir renge sahip olan yapraklarının kurusu çay benzeri haşlanarak içildiği gibi, et yemeklerine koku ile lezzet vermek amacıyla de kullanılmaktadır. Bilhassa karaciğer, ördek, kaz, tavuk ile av hayvanlannın kızartmalannda çok güzel bir koku ile tat verdiği için kullanılir.

Avrupa ülkelerinin mutfaklannda kızarmış patateslerin, hamurlara koyulan yağların kokulandırılma işleminde, salamura yapımında, etlerin dinlendirilmesinde fazla kullanılmaktadır.

Ada çayı 30 - 70 santimetre boyunda olan otun menekşe renkli çiçekleri halka dizilişlidir. Karşılıklı bulunan ak keçeli yaprakları gümüş benzeri parıldar ve acı, ıtırlı bir koku yayarlar.

Bahçe ada çayı, güneşli bir yerde yetiştirilmesi gerekir. Don olayına karşı duyarlı olabildiği için, kış süresince çam dalları ile örtülmesi yerinde olur. Yurdumuzda İzmir bölgesinde bahçe adaçayı yetiştirilebilmektedir.

Bir farklı çeşit olan çayır ada çayı (Salvia pratensis), çayırlarda, bayırlarda ve meralarda yetişmektedir. Çevresine ıtırlı güzel bir koku yayan mavi–menekşe renge sahip çiçeklerin pırıltısı uzaklardan seçilebilir. Çayır ada çayı (Anadolu adaçayı) batı ile güney - batı Anadolu ' da bol olarak yetişebilmektedir. Anadolu ada çayından " elma yağı " ya da " acı elma yağı " adı verilen yağ da üretimi yapılmaktadır. Bu çeşit adaçayı da kimyevi yapı ile iyileşme tesiri açısından tıbbi (bahçe) adaçayına benzemektedir.